
2 yılda bir düzenlenen uluslararası savunma sanayii fuarı IDEF 2015'i geride bıraktık. 2013'ten farklı olarak bu sene yerli savunma sanayiimizin ilk kez öne çıktığını ve yabancı firmaların çok sönük kaldıklarını gördük ve gurur duyduk. Evet, bu gurur hepimizin.. Peki, bu fuara herkesin girebileceği anlamına mı geliyor?
Öncelikle IDEF'in amacını iyi kavramalıyız. Dünyanın bir çok ülkesinden savunma sanayii şirketleri ülkemize geliyor, çünkü bu bölgedeki pazarda yer edinmek istiyorlar. Savunma Sanayii ürünleri, halka satılacak şeyler olmadığından hedef kitle doğrudan yabancı ülke temsilcileri. Askeri ateşeler, bakanlar, diplomatlar fuarı ziyaret ederek stantlarda bilgi alıyorlar. Bunları raporlayıp ülkelerine gönderiyorlar. Böylece hem alıcı için hemde pazarlayan için güzel bir ortam oluşmuş oluyor. Bunun yanı sıra fuarlar sektörde çalışanların veya üst düzey yöneticilerin kontak kurmasını sağlıyor. Ayrıca yabancı şirketlerle yapılacak olan anlaşmalar 3-4 gün içerisinde topluca imzalanıyor. Kısacası bu fuar ile sektör hareketleniyor, satışlar yapılıyor, ülkeler güçlerini sergiliyor.
Fuarın web sitesinde önemli bir cümle dikkatle çekiyor. "Yalnızca profesyonellere açıktır".
Peki öyle mi oldu? Hayır. Bu sene ki IDEF firmaların tanıttığı ürünlerle efsane bir hal almıştı ki 2. gün Ramazan Şenliğine dönüştü.
Her yer ana baba günü, vatandaş mühendislere "Bu ne işe yarar" diye soruyor. Orada yabancı ülke heyetlerine sunum yapmak üzere bulunan ve saatlerce ayakta bekleyen mühendisler, vatandaşa laf anlatmaya çalışıyor.
Bu yazıyı okuyanlar diyecek belki, vatandaş görmesin mi bu ürünleri? Elbette görsünler, ama yeri burası değil.
Sektöre meraklı insanların fuara girmesinden yanayım çünkü bir miktar bilgi sahibiler. Ancak geçerken uğramış edasıyla gezen amcalar, sadece otoşovlara katılıp mankenleri dikizleyen abiler oradaydı.
Davetiyesiz yasak olan giriş, Suriye sınırı gibi delik deşik oldu.
Şirket adı olarak "Ankaranın Bağları" yazsanız giriş kartı alabilirdiniz.
Fuar yönetimi, güvenlik sınıfta kaldı.
Tekrar üstüne basarak söylemekte fayda var, bu bir kitap fuarı değil. Sektörü buluşturmak için oluşturulan ciddi bir fuar. Elinizi sallasanız bakana veya generale çarpacak olan fuarda Aselsan'ın verdiği hediyelere Mesir Macunu kapar gibi saldıran insanlar vardı..
Gözümün önünde beni dehşete düşüren bir diyalog yaşandı. Mühendisimiz ise yüz yılın cevabını verdi.
Yine geçerken uğramış bir abimiz ismini vermeyeceğim bir şirketin stantına uğrayıp insansız hava aracını göstererek " Buna biniliyor mu bir fotoğraf çektirelim " dedi. Mühendisinde benimde gözlerimiz fal taşı gibi açıldı. Önce şaka zannettik ama değildi. Mühendis güzelce bir cevap verdi.Önce kilosunu sordu abiye. 75 dedi. Mühendis tamamladı. "İHA'mız 75 kg faydalı yük taşıyabiliyor ancak sizin faydalı olup olmadığınızı bilemeyeceğim"..
Mill İHA'yı dünyaya satalım diye yola çıkılan fuarda, mühendisin psikolojisinin ne hale geldiğini görebiliyor musunuz?
Eğer ki halkın milli ürünlerimizi görüp gurur duymasını istiyorsanız, bunun yolu IDEF değil.
Kendimizi bildik bileli her bayramda erkenden kalkıp TRT'de Hipodromdaki törenleri izleyen bir nesildik. En son 29 Ekim'e bizzat katıldım. Her geçen bayramda, törenin nasıl kasıtlı olarak tatsızlaştırıldığının farkındayız. Amaç Komünist ülkeler gibi olmamakmış.. Bu nedenle törenler yavaş yavaş kaldırılacakmış.
Sen milli ürünlerini gösterip halkı coşturmak istemiyorsan eğer, IDEF'i de panayır yerine çevirmeyeceksin. Komünistler gibi şov yapmak istemiyorsan, IDEF'te ürün sergilemeyeceksin.
Gerçekten üzücü bir durumdu. Allah'tan 5 Mayıs'ta girdikte hevesimizi aldık.
Fuar yönetimi,güvenlik veya sorumluluk her kimseyse girişler konusunda, kesinlikle sınıfta kalındı. Bir daha ki sefer Kazlıçeşme Meydanı'nda yapılırsa daha iyi olur.
Saygılarımla..