
Dün itibariyle İsrail Filistin’e yönelik kara harekâtına başladı.
11 günlük bilanço ise 260 ölüye ulaştı.
Ne batının ne de doğunun bir tek sesi çıkmadı.
Hadi batıyı biraz olsun anlayabiliriz. Müttefiklerine karşı gelmeleri çıkarlarını zedeleyecektir.
Peki ya Doğu?
Türkiye haricinde tek bir Müslüman ülke bu harekata karşı çıkmadığı gibi kınamaya bile kalkışmadı.
İran gibi nükleer güce sahip sözde Müslümanların savunucu olan ülke, olaylara yönelik bir tek açıklama yapmıyor.
Mısır ise kaçan Filistinli Müslümanlara kapılarını bile açmıyor.
Suriye deseniz zaten hayır beklenmez.
Nerde kaldı sizin Müslümanlığınız Ey Batı tasmasını taşıyan İslamiyet’e ihanet eden sözde Müslüman devletler!
Bir Venezüella bir Şili neden olamıyorsunuz?
Halka kıyımdan başka, Batı’ya hizmet etmekten başka bu zamana kadar ne yaptınız ki?
Gelelim Türkiye’ye!
Gazze’de İsrail terörüne karşı TBMM tarihinde dün bir ilk yaşandı ve saat 14’e kadar çalışmalar durduruldu.
Başbakan Erdoğan ise Filistin bizim meselemizdir diyerek kınama ve koruyucu tavrını ilk baştan beri sergiliyor.
Muhalefet ise İsrail’i kınayıcı tek bir söz etmeksizin hala tarafsız olunmalı diyebiliyor.
Müslümanlar bir taraftan katlediliyorken bizim muhalefet, arka kapılarda İsrail Büyükelçisi ile görüşmeler yaparak, pazarlığa oturuyor.
Sonra çıkıp Erdoğan’a neden Gazze’ye gidemiyorsunuz diye kendilerince alaya alıyorlar ve hala İsrail’e tek bir kötü söz edemiyorlar.
Bu cadı kazanına bir de muhalefetten odun ekleniyor.
Nerede terör varsa, nerede baskıcı diktatöryel bir rejim varsa muhalefet onun kanadında yer alarak ellerini masumların kanına bulamaktan geri kalmıyor.
Hükümet kanadı ise kara harekatı başlar başlamaz olağanüstü toplantılar yapmaya girişti.
BM Güvenlik Konseyini toplantıya çağrıldı.
Ancak bu zulme karşı sadece Başbakan’ın karşı çıkması birilerinin işine gelmiyor.
İsrail’in tepkileri dikkate almadan öldürmeye devam etmesi üzerinden ise Başbakan’a karşı kara propaganda yapmaya çalışıyorlar.
Kendilerince prestiji sarsmak ve Erdoğan’ın gücünü azaltma girişiminde bulunuyorlar.
İşte bu derece ahlaktan ve şereften yoksun vicdansız hainler var içimizde.
Masum insanların ölümünden, zalimin ise teröründen yararlanmaya çalışarak iktidar hırsına bürünenler her ya da geç kazdıkları kuyuya düşeceklerdir.
Türkiye olarak kim ne yaparsa yapsın bu dik duruşumuzu göstermeye devam edeceğiz.
İsrail’in uluslararası alanda her türlü ceza alması için ne gerekiyorsa yapacağız.
Bu çerçevede bölgesel anlamda güçlü olan Türkiye ve İran’dan başka kimse bu terörü durduramayacaktır.
İran’ın da bir an önce kendine gelmesi ve Türkiye’nin safında yer alması gerekmektedir.
Yoksa diğer tüm Müslüman ülkeler tarihte katliama göz yuman, terörü susarak destekleyen, kanlı devletler olarak yer almaya mahkum olacaklardır.
İnsanlık suçu sadece gayrimeşru işgale kalkışarak, çocuk kadın demeksizin insanları katlederek olmaz, bu saldırılara sessiz kalmakta bu suça ortak olmak demektir.
Peygamber Efendimizin de buyurduğu gibi zulme başkaldırmayan, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.
Bu ülkeler de tarihte dilsiz bir şeytan olarak yer alacaklardır.