
Türkiye, İttihadçıların bozuk kısmıyla, Kemalizmin işlediği günahlardan dolayı çok zaman kaybetti.
Geçmişimiz hatalar, zulümler ve tahribatla dolu… 1908-1918 ve 1923-1950 yılları arasında işlenen cinayetler, günahlar ve zulümler dolayısıyla, bugün halk topyekûn birbirini üzüyor, kırıyor ve düşmanlık besliyor.
Bilhassa Kemalizm adı altında ekilen zehirli tohumlar bütün çabalara rağmen bu milletin geçmişinde derin yaralar açmıştır.
İnkılâplar, devrimler… Her biri milletin yüzüne vurulmuş birer tokat gibi.
Bu millete;
Kur'ân-ı Kerim yerine Atatürk'ün Hayatı,
Camii yerine Anıtkabir,
Allah yerine Atatürk'ün Heykeli empoze edildi.
Ecdâd unutturuldu... Din gericilik olarak kabûl edildi.
Azınlıklar ve çoğunluklar topyekûn zarar gördü…
Halifeliğin kaldırılması, Kur'ân-ı Kerim'in yasaklanması, ezanların susturulması, kılık-kıyafet devrimi, dil devrimi, varlık vergisi, Dersim katliâmı, ırkçı ve ideolojik devlet anlayışı, sürgünler, idamlar, darbeler… Saymakla bitmez…
Dindarlar ezildi… Demokratlar ezildi… Komünistler ezildi… Ermeniler ezildi… Kürtler ezildi… Rumlar ezildi… Aleviler ezildi… Sosyalistler ezildi… Milliyetçiler ezildi… Azınlık-çoğunluk ezildi… Sağcı-solcu ezildi… Alevî-Sünnî ezildi… Ermeni-Rum ezildi… Türk-Kürt herkes ezildi… Bir tek jakoben elitler ezilmedi bu memlekette…
Biliyorum bu söylediklerimden dolayı bazı kesimler bana kızacak fakat durumun böylesine vahim olduğunu kendileride biliyor.
Kemalizm bir ideoloji değil, yıkım fikridir. Türkiye'nin refah seviyesini yükseltmek için Kemalizm'i bir kenara bırakıp yolumuza bakmamız gerekiyor...