
Uhud savaşında İslam savaşçılarından birçok kişi şahadet şerbetini içmişti. Hz. Hamza da o savaşta şehit düştü. Hatta Hz. Peygamberimizin (s.a.v) bile şehit olduğu söyleniyordu.
Savaş sona erdikten sonra, Medine kadınları Uhud'a gelerek Peygamberin (s.a.v) yanına koştular; herkes kendi şehidini bırakıp Hz. Peygamberi sorup arıyordu.
Bu arada Cehş'in kızı Zeynep Hz. Peygamber (s.a.v) ile karşılaştı ve aralarında şöyle bir konuşma geçti:
Hz. Peygamber; “-Sabırlı ve tahammüllü ol!
Zeynep: “-Ne için?”
Hz. Peygamber; “-Kardeşin Abdullah'ın şahadetinden dolayı”
Zeynep: “-Şahadet onun için kutlu ve mübarek olsun!”
Hz. Peygamber; “-Sabret!”
Zeynep: “-Ne için?”
Hz. Peygamber; “-Dayın Hamza'nın şahadetinden dolayı!”
Zeynep: “-Biz hepimiz Allah'tanız ve O'na döneceğiz, şahadet makamı ona mübarek olsun!”
Hz. Resulullah (s.a.v) biraz durduktan sonra Zeynep'e dönerek şöyle buyurdu: “-Sabırlı ol!”
Zeynep: “-Şimdi ne için?”
Hz. Resulullah; “-Eşin Mus'ab bin Umeyr'in şahadetinden dolayı!”
Zeynep bu sözü duyunca, can yakıcı bir şekilde yüksek sesle ağlayıp sızlamaya başladı.
Bu arada Zeynep'e; “-Neden kocan için böyle ağlıyorsun?” diyenlere şu cevabı verdi;
“-Ağlamam kocam için değildir. Ne mutlu ona ki Peygamber (s.a.v) yanında şahadet makamına erişti. Beni ağlatan çocuklarımın yetim kalışıdır, ben yetimlerime ağlıyorum!”