
Ergenekon davasında müebbet hapis cezası alan dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ Ahmet Hakan'a konuk oldu. Başbuğ'un "15 Temmuz'u bir askeri darbe olarak değerlendirmiyorum" ve "Darbe girişimi TSK kaynaklıymış gibi tedavi edilmeye çalışılıyor" dedi.
İşte Başbuğ'un açıklamaları şöyle:
“Bunun askeri darbe olarak tanımlanmasına sıcak bakmıyorum. Bu cemaatin kendi unsurlarının silahlı darbesidir.
15 Temmuz bugüne kadar yaşanan darbelerle aynı havuzda değil.
15 Temmuz'u planlayan uygulayan ana iskelet cemaattir.
Bu kalkışmaya müdahalede gecikenlerin hepsi cemaatçi olmayabilir.
Darbe girişimi TSK kaynaklıymış gibi tedavi edilmeye çalışılıyor.
MİT Müsteşarının sivil olmasıyla MİT, TSK'dan tamamen çekildi.
TSK, kışla dışındaki askerlerin izleyemiyor, bunu MİT yapmalı. TSK'nın FETÖ'yü izlemek için yeterli istihbarat imkanı yok.
MİT'te asker varken, TSK cemaatle mücadale edebiliyordu.
Cemaatin TSK'ya sızması 70'li yıllara kadar gidiyor. Cemaatin asıl güçlenmesi Turgut Özal zamanında oldu. Bülent Ecevit de sempatiyle bakıyordu. Yine Tansu Çiller döneminde de böyleydi. Erbakan'ın cemaatle mesafeli olduğunu görüyoruz. 2002-2007 dönemi ayrı bör dönem. Cemaatle iyi geçinelim, ama TSK'ya çatışmaya girmeyelim dönemi. Genelkurmay Başkanı iken bugün bu tehdit bize yarın size demiştim.
2011'de cemaatle ilişkilerin kırılma yaşadığı dönem.
Benim tutuklanmam birilerine mesajdır. Tutuklanmamdaki mesaj Başbakan'aydı. Bir ay sonra 7 Şubat MİT olayı patladı. Artık AK Parti ile cemaatin kopma aşamasına geldiğini görüyoruz.
2012-2016 arasında Erdoğan, cemaate karşı tek başına savaş verdi.
15 Temmuz'da komuta kademesi iyi bir sınav veremedi. Bazı erlere ve subaylara ait görüntüler rahatsız ediciydi. 15 Temmuz'un incelenmesi bağımsız bir kuruma verilebilir.
Bu darbeye kalkışan cemaat, kendi din anlayışlarına uygun bir devlet sistemi kuracaktı.”